Sayfalar

23 Nisan 2009 Perşembe

Finalin adı belli oldu: Derbi


Beşiktaş ile Ankaraspor, Fortis Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında İnönü Stadı'nda karşı karşıya geldi.Beşiktaş'ın ilk maçta deplasmanda elde ettiği 3-1'lik skor bu maçı izleyene de oynayana da yönetene de çok fazla bir keyif vermeyecekti kuşkusuz...


İşi bu maçın öyküsünü yazmak olanın halini varın siz düşünün... Bu nedenle maça zaman zaman bakacağımızı daha çok 'romantizm' yapmaya çalışacağımızı en başından belirtelim...Tribünlerden "neyleyim cebindeki milyonlarını sen şampiyon olmayınca..." diye sürekli başa dönen kasedi dinliyor olmamız da eklenince deymeyin keyfimize!..


Oldukça eski bir tezahürattır bu ve genellikle takım şampiyonluğun önemli adayı olduğu zaman söylenir... Bunun diğer versiyonları da bu tribünlerden çıkmış, en çok ilgiyi ise "şampiyon olalım bu sene, coşalım..." diye gitmiştir...İşler kötüye gitmeye başlayınca, "yenilsen de yensen de taraftarın seninle..." başlar, daha da kötüye gittiğinde ise tribünler boşalır...


Bu sezon Beşiktaş taraftarlar için, takımlarının iki kupada birden iddialı olması nedeniyle oldukça keyifli geçiyor... Bu nedenle daha fazla şampiyonluk nakaratları dinliyoruz, daha coşkulu geliyor Dolmabahçe'den sesler, yer yer boğazı inletiyor... Beşiktaş vapuruyla karşıya geçerken denk geldiğinde önce bir şaşkınlık, "Kartal gol gol..." ne oluyor derken, hemen maç yorumu geliyor bir bilenden: Beşiktaş'ın işleri pek iyi gitmiyor anlaşılan...


Orhan Ayan tadında bir maç öyküsü olduğunu da dip not olarak ekleyelim, Ankaraspor Meye ile öne geçti biz vapur sefası yaparken değerli okurlar... Ayan'ın da Dünya Kupası anlatımları meşhurdur; hani "Bebeto topla buluştu" diye söz başlar, ardından Bebeto'nun hayat hikayesiyle devam eder, ardından "bu arada Brezilya öne geçti" diye cümlesini bitirirdi ya üstat, bizimki de o hesap oldu farkında olmadan...


Derken bir Delgado klasiği, uzaktan harika bir şut... Kaleci Senecky topu güç-bela çıkarmayı başardı ama Holosko'nun dönen topa yaptığı vuruşa onun da yapabileceği pek bir şey kalmamıştı :1-1


Ankaraspor gol yemeden 2 gol bulursa maç uzatmalara gidecekti... Bu mümkün müydü? İlk yarıda olmadı, ikinci yarının başlama düdüğüyle birlikte biz de bu sorunun yanıtını görmek için maça döndük yeniden...Maça döndük dönmesine ama şöyle de bir hava vardı üzerimizde (İlk maçın skorunun etkisi olduğunu hatırlatalım)... MFÖ'nün "Bu sabah yağmur var İstanbul'da" şarkısına takıldı aklımız bir kere...


Önceki günün güneşinden, sıcağından eser yoktu koca şehirde ve üşümeye başladık haliyle... Sabahtan bu yana yağan yağmur da eklenince, eklem yerleri ağrımaya başlayan sevimli yaşlı amcaların sızlanlamaları gibi, oflamalarımız, bunalımlarımız başladı... Hiç nereden çıktı bu şarkı şimdi demeyin... Yazıya başlarken nasıl bir modda olduğumuz ile ilgili ufak bir ipucu vermiştik!..


Ankaraspor Ömer ile skoru 2-1'e getırdiğinde, "saldır Beşiktaşım oley" ile kendimize geldik... Çünkü mavi beyazlı ekip bir gol daha bulursa maç uzatmaya gidecekti ve sanıyorum bu ben dahil birçok kişi için sürpriz olacaktı...


Yazmayı bırakıp, maça kilitlendiğimizi de itiraf edelim... Dakikalar 88'e gelmişti ve artık ne olacaksa olsundu, maçın başından itibaren hatta bırakın bu maçı, ilk maçın bitişinden itibaren olmayan bir durum söz konusuydu... Maçın uzatma dakikalarında nefesler tutulmuştu... Tamam mı, devam mı sorusunun yanıtını merakla bekliyorduk ki, hakemin son düdüğü gecikmedi...Neticede Beşiktaş maçı kaybetti ama finale adını yazdırarak, "galiptir bu yolda mağlup" deyimini aklımıza düşürdü...


Finalin adı: Dev rövanş oldu... 2006'da Beşiktaş gülmüştü, 2009'da yeniden Fenerbahçe-Beşiktaş finali, bakalım bu kez kim gülecek?

Hemen Üye Olun